Adana Avukat, Adana Boşanma Davaları, Adana Aile Hukuku Davaları, Zina, Özel Boşanma Sebepleri, Genel Boşanma Sebepleri, Mal Tasfiyesi Davası, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Av. Mustafa Onur Kutlay, Av. Nazan Akça Subaşı
Türk aile hukukunda aslolan aile kurumunun korunması olup aile birliğinin bozulması bir takım sebeplere ve şartlara bağlanmıştır. Aile hukukunda boşanma sebepleri özel boşanma sebepleri ile genel boşanma sebepleri olmak üzere ayrıma tabi tutulmuştur. Bu makalemizde zina sebebiyle boşanma kısaca anlatılacaktır.
ZİNA(TMK.m.161)
Zina sebebiyle boşanma Türk Medeni Kanunu 161'nci maddede şöyle düzenlenmiştir:
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Türk hukukunda boşanma sebeplerinden biri olarak sayılan zina; evli olan bir eşin eşi dışındaki başka bir karşıt cinsiyetiyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Zina özel boşanma sebeplerinden birisi olup ispat edilmesi halinde hakim derhal tarafların boşanmalarına karar verecektir. Zina, her tür delille ispat edilebilir. Örneğin; güncel Yargıtay kararlarına göre evlilik birliği devam ederken eşlerden birisi eşi haricinde başka bir karşıt cinsiyet ile aynı otel odasında kaydının çıkması zinanın ispatı için yeterlidir. Ancak eylem cinsel birliktelik boyutunda olmayıp sadakatsiz hareketler boyutunda ise hakim TMK.m.161 hükmüne dayanarak boşanma kararı veremez, bu durumda ise TMK.m.166'da düzenlenen evlilik birliliğinin sarsılması olan genel boşanma sebebine dayanılarak boşanma kararı verilebilecektir.
Pek tabi yasa hükmünde de açıkça yazdığı üzere dava hakkı olan eş, olayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde, her durumda ise olayın olduğu tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde dava açması gerekecektir. Örneğin zina eylemi 01/07/2024 tarihinde gerçekleşmiş ise dava açmak isteyen eşin dava hakkı her halukarda 01/07/2029 tarihinde sona erecektir. Ayrıca 01/07/2024 tarihinde gerçekleşen zina eylemi 01/07/2029 tarihi arasındaki bir süre içerisinde öğrenilmişse örneğin 01/07/2026 tarihinde öğrenilmişse bu öğrenme süresinden itibaren 6 aylık süre içerisinde yani 01/01/2027 tarihine kadar yetkili ve görevli Aile Mahkemelerinde dava açılabilecektir.
Affedilen ya da en azından hoşgörüyle karşılanan fiiller boşanma davasına konu edilemeyecektir. Yasa hükmünde de açıkça yazdığı üzere eğer zina eylemi affedilmiş ya da en azından hoşgörüyle karşılanmışsa söz konusu zina eylemi boşanma davasına konu edilemez. Örneğin eşinin zina ettiğini öğrenen diğer eş, bu zina eyleminden sonra eşiyle birlikte tatile çıkmışsa bu zina eylemi affedilmiş ya da en azından hoşgörüyle karşılanmış sayılır. Bu durumda diğer eşin, zina eden eşe karşı dava hakkı mevcut değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/21904 E., 2015/6825 K. sayılı kararı şöyledir: "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise; tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yargılama devam ederken, tarafların barışıp davacı kadının ailesinden habersiz çeşitli otellerde kaldıkları anlaşılmaktadır. Dayanılan mesaj kayıtları içerikleri ve tanık beyanları da af olgusunu doğrular nitelikte olup affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylar boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemez. Tarafların bu davranışları önceki olayların affedildiğini, en azından hoşgörü ile karşılandığı gösterir. Barışmadan sonra taraflardan kaynaklanan boşanmayı gerektirir yeni bir hadisenin varlığı da kanıtlanmamıştır. Bu durumda davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.04.2015(Salı)"
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/23757 E., 2018/10860 K. sayılı kararı şöyledir: "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından TMK 161'den davanın kabul edilmemesi ve kusur belirlemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.10.2018 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın, zina (TMK m. 161) mahkeme aksi kanaatte olursa evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davanın TMK 166/1. maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı erkeğin evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ayrı ayrı zamanlarda ... isimli kadınlarla otellerde kaldığı, dosya arasına alınan telefon konuşma kayıtlarında da birden fazla kadınla mutad sayıdan fazla konuşma kayıtlarının bulunduğu ayrıca sosyal medya hesabından da erkeğin başka kadınlarla duygusal içerikli yazışmalar yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları ile tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.630 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2018 (Salı)"
Yargıtay kararları Yargitay Karar Arama adlı internet sitesinden alınmıştır.
Av. Mustafa Onur KUTLAY
Linkler
Hizmetlerimiz
Ücret Tarifesi
SIKÇA SORULAN SORULAR
İletişim
Üyelik sözleşmesi
Gizlilik Politikası
KVKK Aydınlatma Metni
Çerez (Cookie) Bildirimi
Hakkımızda
KUTLAY HUKUK BÜROSU 2017 yılında Av. Mustafa Onur KUTLAY tarafından kuruldu. 2017 yılından itibaren faaliyetlerine Adana’da devam eden büromuz kurulduğu günden bugüne kadar müvekkillerine avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kutlay Hukuk Bürosu Her hakkı saklıdır.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.