HAKKINDA BERAAT KARARI VEYA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMESİNE RAĞMEN KHK İLE GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRILAN KAMU GÖREVLİLERİN GÖREVE İADE EDİLİP EDİLMEYECEĞİ HUSUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ
15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY terör örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi nedeniyle 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal sonucu Bakanlar Kurulu tarafından Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) binlerce kamu görevlisi ihraç edilmiştir.
İhraç edilen kamu görevlilerin birçoğu hakkında terör örgütüne üye olma, terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme vb. suçlardan haklarında soruşturma ve/veya kovuşturma başlatılmıştır. Birçok kamu görevlisi hakkında ya kovuşturmaya yer olmadığına kararı(takipsizlik) verilmiş ya da açılan davalardan beraat etmiştir.
Beraat eden ve/veya haklarında takipsizlik kararı verilen kamu görevlilerinin birçoğu görevlerine iade edilmemektedir.
Öncelikle beraat kararının veya takipsizlik kararının gerekçesini değerlendirerek, niçin birtakım kamu görevlilerinin görevine iade edilmediğini değerlendirmek gerekir.
A-BERAAT VEYA TAKİPSİZLİK KARARININ GEREKÇESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRMELER
5271 sayılı CMK'nın 223/2 hükmü şöyledir:
"2) Beraat kararı;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde verilir."
Terör suçlarından soruşturulan veya kovuşturulan kişiler hakkında genel itibariyle; CMK.m.223/2-b hükmü başka bir deyişle yüklenen suçun sanık tarafından İŞLENMEDİĞİNİN SABİT OLMASI, CMK.m.223/2-e hükmü başka bir deyişle yüklenen suçun sanık tarafından İŞLENDİĞİNİN SABİT OLMAMASI ve CMK.m.223/2-c hükmü başka bir deyişle sanığın atılı suç yönünden KASTININ OLMAMASI gerekçeleriyle kovuşturma(mahkeme) aşamasında beraat kararı, soruşturma aşamasında da(savcılık aşaması) kovuşturmaya yer olmadığına dair (takipsizlik) karar verilmektedir.
a) SUÇUN İŞLENMEDİĞİNİN SABİT OLMASI GEREKÇESİYLE BERAAT VEYA TAKİPSİZLİK KARARI HAKKINDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ
CMK.m.223/2-b hükmü gerekçe gösterilerek, başka bir ifadeyle suçun sanık tarafından İŞLENMEDİĞİNİN SABİT OLMASI hükmü gerekçe gösterilerek beraat veya takipsizlik kararı verilen hallerde beraat veya takipsizlik gerekçesi sanığın atılı suçu veya suçları İŞLEMEDİĞİ TAM ve KESİN olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle sanığın TERÖR SUÇUNUN FAİLİ OLMADIĞI kesinkes anlaşılmıştır. Zira 223/2-b gerekçesiyle beraat eden veya hakkında takipsizlik kararı verilen durumlarda KHK ile ihraç edilen kamu görevlilerinin görevine iade edilmemesi yönünden kanaatimizce engel bulunmamaktadır.
ANCAK; Her ne kadar sanığın TERÖR SUÇUNUN FAİLİ OLMADIĞI kesinkes anlaşılmış ise de mahkemenin veya Cumhuriyet Başsavcılığının beraat veya takipsizlik gerekçesinde SANIĞIN EYLEMLERİNİN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLTİSAK BOYUTUNDA KALDIĞI vb ifadeler mevcut ise KHK ile ihraç edilen kamu görevlilerin görevine iade edilmemesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu anlamında engel teşkil etmektedir.
Yalnız SUÇU İŞLEMEDİĞİ SABİT OLAN sanığın takipsizlik veya beraat gerekçelerinde GENEL İTİBARİYLE İLTİSAK BOYUTUNA DEĞİNİLMEMEKTEDİR. Bu nedenle görevlerine iade edilmelerinde kanaatimizce hukuken bir engel bulunmamaktadır.
b) SUÇUN İŞLENDİĞİNİN SABİT OLMAMASI GEREKÇESİYLE BERAAT VEYA TAKİPSİZLİK KARARI HAKKINDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ
CMK.m.223/2-e hükmü gerekçe gösterilerek, başka bir ifadeyle suçun sanık tarafından İŞLENDİĞİNİN SABİT OLMAMASI hükmü gerekçe gösterilerek beraat veya takipsizlik kararı verilen hal, sanığın atılı suçu işlediğine dair CEZA HUKUKU ANLAMINDA KESİN, SOMUT VE İNANDIRICI DELİL OLMAMASI nedeniyle başka bir deyişle DELİL YETERSİZLİĞİ nedeniyle sanık hakkında beraat veya takipsizlik kararı verilmektedir.
Bu gerekçenin olduğu sanıkların çoğunda SANIĞIN EYLEMLERİNİN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLTİSAK BOYUTUNDA KALDIĞI vb ifadeler mevcut olmaktadır. Bu ifadeler mevcut ise yukarıda da belirttiğimiz gibi kamu görevlilerin görevine iade edilmemesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu anlamında engel teşkil etmektedir.
Fakat gerekçe de iltisak boyutunda söz edilmesebile DELİL YETERSİZLİĞİ söz konusu ise GÖREVE İADE ANLAMINDA 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında İLTİSAK BOYUTUNUN OLMADIĞI araştırılmasının gerekebileceği gündeme gelmektedir. Zira yapılan araştırmalarda iltisak boyutu söz konusu değilse, ihraç edilen kamu görevlilerinin görevlerine iade edilmelerinde kanaatimizce hukuken bir engel bulunmamaktadır.
c) SANIĞIN ATILI SUÇTAN KASTININ OLMAMASI GEREKÇESİYLE BERAAT VEYA TAKİPSİZLİK KARARI HAKKINDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ
CMK.m.223/2-c hükmü gerekçe gösterilerek başka bir ifadeyle sanığın atılı suç yönünden KASTININ OLMAMASI hükmü gerekçe gösterilerek beraat veya takipsizlik kararı verilen hal, KASTEN İŞLENEBİLEN TERÖR SUÇLARI yönünden suçun manevi unsuru olan KAST UNSURUNUN olmadığını başka bir deyişle ATILI SUÇU BİLEREK VE İSTEYEREK İŞLMEDİĞİ anlamına gelmektedir.
Zira söz konusu suçların oluşması için sanığın KASTEN yani BİLEREK ve İSTEYEREK atılı suçu işlemiş olması gerekir. Bu durum mevcut ise CEZA HUKUKU ANLAMINDA suçun manevi unsuru oluşmadığından sanık hakkında beraat veya takipsizlik kararı verilmektedir.
Bu gerekçenin olduğu sanıkların bir kısmında da SANIĞIN EYLEMLERİNİN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLTİSAK BOYUTUNDA KALDIĞI vb ifadeler mevcut olmaktadır. Bu ifadeler mevcut ise yukarıda da belirttiğimiz gibi kamu görevlilerin görevine iade edilmemesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu anlamında engel teşkil etmektedir.
Fakat gerekçe de iltisak boyutunda söz edilmesebile SUÇUN KAST UNSURUNUN OLUŞMAMASI söz konusu ise GÖREVE İADE ANLAMINDA 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında İLTİSAK BOYUTUNUN OLMADIĞI araştırılmasının gerekebileceği gündeme gelmektedir. Zira yapılan araştırmalarda iltisak boyutu söz konusu değilse, ihraç edilen kamu görevlilerinin görevlerine iade edilmelerinde kanaatimizce hukuken bir engel bulunmamaktadır.
B- 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU'NDA DÜZENLENEN İLTİSAK BOYUTU ANLAMINDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesinin konumuzla ilgili hükmü şöyledir: "Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:...E - Devlet memurluğundan çıkarma : Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır... l) (Ek: 3/10/2016 – KHK-676/75 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/61 md.) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak."
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na 03.10.2016 tarihli 676 sayılı KHK'nın 75'inci maddesi ile eklenen "terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak" eylemi devlet memurluğundan bir daha memurluğa atanmamak üzere çıkarmanın nedeni olarak eklenmiştir.
İltisak TDK'da şu şekilde tanımlanmıştır: "1. Yakınlık peyda etmek, yaklaşmak. 2. Birleşmek, birleşip yapışmak, iltisak etmek, erişmek, lahik olmak."
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi'nin 27.06.2019, E. 2019/622, K. 2019/596 sayılı kararında iltisak şöyle tanımlanmıştır:
"İltisak; yani yapışıkmış gibi birlikte hareket etme, gönüllü şekilde tabi olma, aynı yöne bakma, olayları aynı bakış açısıyla değerlendirme, eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının işaretleri, talimatları, yönlendirmelerine göre gerçekleştirme ve bunu yaparken dünyevi ya da uhrevi faydalar umma hali ile."
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda "terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak" hükmü TDK'da tanımlanan ve yukarıda belirtili Ankara B.İ.M kararında tanımlanan iltisak kavramıyla örtüşür nitelikte olduğu değerlendirilebilmektedir.
Keza; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi'nin 2019/2111 E-2019/1589 K sayılı kararında şöyle tanımlanmıştır: "İltisak ve irtibat; yani yapışıkmış gibi birlikte hareket etme, gönüllü şekilde tabi olma, eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının işaretleri, talimatları, yönlendirmelerine göre gerçekleştirme..." şeklinde tanımlamıştır.
Ankara B.İ.M 13. İdari Dava Dairesi'nin 2019/2111 E-2019/1589 K sayılı bu konuda kararları özetle şöyledir:"...'üyelik' unsuru, ceza kanunları ile tanımlanmış bir suç olduğundan idari yargı merciilerinin bu yönde bir inceleme yapmaları ve tespitte bulunmaları mümkün değildir. Zira terör örgütü üyeliği ancak ceza yargısının alanına girmeyen 'iltisak ve irtibat' hallerinin tespiti idari yargının görevidir."
657 sayılı DMK'da geçen "Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak" hükmünü iltisak ve irtibat yönünden tespit etme ve inceleme yapma İDARENİN ve İDARİ YARGININ görevidir.
Şu durumda ihraç edilen kamu görevlisinin terör örgütleriyle iltisaklı olup olmadığını incelemek, araştırmak ve bu yönde bir delil elde etmek gerekir.
Zira; KHK ile görevden ihraç edilen şahısların iltisaklı olduğuna dair delil mevcut ise KHK ile ihraç edilen kamu görevlileri görevlerine iade edilemeyecektir. Ancak iltisaklı olduğuna dair delil mevcut değil ise görevlerine iade edilmesinde hukuken hiçbir engel bulunmamaktadır.
ANCAK; HUKUK DEVLETİ İLKESİ gereğince İdare; bu hususta KEYFİ DAVRANMAMALI, şahısların terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olduğunu başka bir ifadeyle iltisaklı olduğunu SOMUT DELİLLER ve SOMUT KRİTERLERLE TESPİT ETMELİDİR. Hatta hangi durumların veya hangi eylem ve davranışların İLTİSAKLI OLDUĞU yasa koyucu tarafından AÇIKÇA BELİRTİLMELİDİR.
Aksi durumda hangi eylem ve davranışın iltisak boyutunda olduğuna dair çelişkili idari işlemlerin uygulanması, çelişkili mahkeme kararlarının verilmesi gündeme gelecektir.
ÖZETLERSEK;
-- Haklarında beraat veya takipsizlik kararı verilen KHK ile ihraç edilen kamu görevlileri SADECE BERAAT veya TAKİPSİZLİK kararları nedeniyle GÖREVE İADE EDİLEMEZ.
-- Terör örgütleriyle İLTİSAKLI OLUP OLMADIĞI hususu ARAŞTIRILMASI ve bu hususta hukuka uygun ve somut delillerin olması gerekir.
-- İdari işlemde keyfiliğin olmaması ve hukuki olması açısından idarenin ve idari yargının hangi eylem ve davranışların iltisaklı olduğunu SOMUT DELİLLER ve SOMUT KRİTERLERLE tespit etmesi, HATTA hangi durumların veya hangi eylem ve davranışların İLTİSAKLI OLDUĞU yasa koyucu tarafından AÇIKÇA BELİRTİLMESİ gerekir.03.12.2019
Av. Mustafa Onur KUTLAY