Adana Avukat, Adana İcra İflas Hukuku, Adana Ticaret Hukuku, Adana İş Hukuku, Mal Kaçırma, Alacaklı, Borçlu, Muvazaa, Borç Ödememe, Haciz, İstihkak, Muvazaa Davaları, Tapu İptal ve Tescil Davaları, Tasarrufun İptali Davaları, Kutlay Hukuk Bürosu, Av. Mustafa Onur Kutlay, Av. Nazan Akça Subaşı
Günlük yaşamımızda ve hukuk dünyasında sık karşılaşılan sorunlardan birisi de borçluların, alacaklılardan icra takibinde malvarlığının haczedilmemesi için danışıklı (muvazaalı) bir şekilde üçüncü kişilere devretmesidir. Borçlular bu tutumları nedeniyle üzerine kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz malvarlıklarını, alacaklıların alacağına kavuşması bir hayli zorlaşmaktadır.
Bu muvazaa türlerinin bilinen yöntemleri şöyle örneklendirilebilir...
Alacaklılardan mal kaçırmanın ispatı için çeşitli dava türleri vardır. Bu davaların en bilineni TASARRUFUN İPTALİ davasıdır. Tasarrufun iptali davası kendi içerisinde ikiye ayrılır. Birincisi İcra İflas Kanunu'nda düzenlenen tasarrufun iptali diğer ise muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır.
Tasarrufun İptali davası, İcra İflas Kanunu'nun 277'inci maddesinde düzenlenmiştir. Şöyle ki;
"İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilirler:
1 – Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı,
2 – İflas idaresi yahut 245 inci maddede ve 255 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri."
Uygulamada İİK.m.277/'de düzenli ikinci şart çok nadir görüldüğünden bu yazımızda bahsetmeyeceğiz. Ancak İİK.m.277/1'de düzenlenen birinci şartla oldukça karşılaşılmaktadır.
İİK.m.277 anlamında dava açılabilmesi için sıkı şartlara tabidir. Bunun en önemli şartı alacaklı da geçici ya da kesin bir aciz belgesi bulunması zorunluluğudur. Alacaklı kesin ya da geçici aciz belgesine sahip değilse İİK.m.277 anlamında tasarrufun iptali davası açamaz. Pek tabi bu davanın açılabilmesi için kesinleşmiş bir icra takibinin olması gerekir. Zira İİK.m.277'de düzenlenen tasarrufun iptali davası açılması için aciz vesikası dava şartıdır. Söz konusu davada görevli mahkeme icra takibinin yapıldığı yerdeki İcra Hukuk Mahkemeleridir. İİK.m.277 anlamında tasarrufun iptali davası açılabilmesi için muvazaa şartına gerek yoktur, borçlunun alacaklıyı zarar verme kastıyla yaptığı yani mal kaçırma kastıyla yaptığı tüm işlemlerin iptali talep edilebilir.
Geçici ya da kesin aciz belgesi olmadan tasarrufun iptali davası açılabilmesi için muvazaanın ispat edilebilmesi şarttır. Bu dava ise borç ve hukuki ilişkinin konusu olduğu genel mahkemelerde açılır. Örneğin taşınmaz bir malın muvazaalı olarak devredilmesi durumunda hukuki ilişki aile hukukundan kaynaklanan bir hukuki ilişkiyse Aile Mahkemelerine, sıradan bir borç ilişkisinden kaynaklanıyor ise Asliye Hukuk Mahkemelerine açılır. Zira borç ilişkisi ticari bir ilişkiden kaynaklanıyorsa Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılır. Muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali HER TÜRLÜ DELİLLE ispat edilbilir. Çünkü bu davayı açan alacaklı ÜÇÜNCÜ KİŞİ KONUMUNDADIR. Dava ise muvazaayı gerçekleştiren TARAFLARA AÇILACAKTIR. Muvazaayı gerçekleştiren taraflar HASIM GÖSTERİLMEK ZORUNDADIR. Bu noktada muvazaalı taraflar nazarında alacaklı üçüncü kişi olduğundan bu muvazaayı ispat edebilmesi için TANIK DELİLİNE dayanabilecektir. Muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için aciz belgesine gerek yoktur.
Mal varlığının devri niteliğinde bir ilişkinin olmadığı muvazaalı hukuki işlemlerde ise bu ilişkinin ispat edilebilmesi için tespit davası açılmalıdır. Örneğin bir işyerinde bağımlı çalışan bir borçlu, sırf ücretine haciz konulmaması için işvereniyle anlaşarak SGK'dan çıkışı verilmiş, ancak gerçek durumda hala çalışıyor ise bu durumda alacaklı olan üçüncü kişi hem borçlu işçiyi hem işvereni davalı olarak gösterek HİZMET TESPİT DAVASI açabilecektir. Bu davada SGK İl Müdürlüğü davalılar yanında fer'i müdahil olarak gösterilmelidir. Bu dava da her türlü delille ispat edilebilir. Ayrıca, dava açmaksızın, delillerin mevcut olması halinde SGK'ya ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na şikayet yoluna başvurulabilir. Keza, bu durum resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturabileceğinden muvazaalı ilişkinin olduğu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.
Yine İcra İflas Kanunu'nda alacaklısını zarara sokmak kasdıyla malvarlığının mevcudunu eksiltme şeklinde suç düzenlenmiştir. Bu suç alacaklısının şikayetiyle soruşturulur. İİK.m.331 bu suçu şu şekilde tanımlamıştır:
Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır. Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur."
İİK.m.331 kapsamında İcra Ceza Mahkemesi'ne şikayet edilebilmesi için İİK.m.347'de düzenlenen sürelere uyulmalıdır. Bu bağlamda fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay, her halde eylemin gerçekleşmesinden sonra 1 yıl içerisinde bu şikayette bulunulması gerekir. Sürenin geçirilmesi halinde mahkeme düşme kararı verir.
Linkler
Hizmetlerimiz
Ücret Tarifesi
SIKÇA SORULAN SORULAR
İletişim
Üyelik sözleşmesi
Gizlilik Politikası
KVKK Aydınlatma Metni
Çerez (Cookie) Bildirimi
Hakkımızda
KUTLAY HUKUK BÜROSU 2017 yılında Av. Mustafa Onur KUTLAY tarafından kuruldu. 2017 yılından itibaren faaliyetlerine Adana’da devam eden büromuz kurulduğu günden bugüne kadar müvekkillerine avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kutlay Hukuk Bürosu Her hakkı saklıdır.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.